Temel İngilizce Cümle Örnekleri 2

Bu yazıda sizlerle bilişim sektörünün temel öneme sahip dillerinden olan “İngilizce” ile ilgili basit ve hayat kurtarıcı cümle yapılarına örnekler yazımın ikincisini paylaşacağım. Bu örnekler sayesinde ingilizce cümleler temel olarak aklınızda kalacaktır. Yine geliştirmesi ve türetmesi sizde. Kolay gelsin :)

 Travel (Seyahat)

PLANE (UÇAK) 

Do I have to change planes? (Aktarma yapmam gerekecek mi?)
Is it direct? (Direk uçuş mu?)
How many items of carry-on luggage are permitted? (Yanıma ne kadar el bagajı alabilirim?)
How much luggage can I carry on? (Ne kadar bagaj alabilirim?)
Is there a layover? (İki sefer arasında bekleme var mı?)
How long is the layover? (Bekleme süresi ne kadar?)
There is a one-hour layover in Ankara (Ankara’da aktarma bir saat sürecek)
When does the next flight leave? (Bir sonraki uçuş ne zaman?)
What’s the departure time? (Hareket saati ne zaman?)
When does the plane get here? (Uçak buraya ne zaman varır?)
What’s the arrvial time? (Varış ne zaman?)
When will I make my connection? (Ne zaman aktarma yapacağım?)
I have to cancel my flight (Uçuşumu iptal etmek zorundayım)
I lost my luggage (Bagajımı kaybettim)
My luggage is missing (Bagajım kayıp)
The flight has been delayed (Uçuş iptal edildi)
The flight has been moved to gate M2 (Uçuş M2 kapısına yönlendirildi)
The flight is overbooked (Uçakta koltuk sayısından fazla yolcu var)
May I see your boarding pass? (Biniş kartınızı görebilir miyim?)
 
CUSTOMS (GÜMRÜK) 

Are you bringing anything into the country with you? (Yanınızda ülkeye birşey sokuyor musunuz?)
How much currency are you bringing into the country? (Ülkeye ne kadar para getiriyorsunuz?)
Do you have anything to declare? (Gümrüğe tabi birşeyiniz var mı?)
May I see your passport? (Pasaportunuzu görebilir miyim?)
Do you have your visa? (Vizeniz var mı?)
Please place your suitcases on the table (Lütfen çantalarınızı masanın üstüne koyun)
We should examine your purse (Cüzdanınızı incelememiz gerekiyor)
What’s the nature of your trip? (Seyahatinizin içeriği nedir?)
What’s the purpose of your visit? (Ziyaretinizin amacı nedir?)
How long do you plan on staying? (Ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?)
 
RAILWAY (DEMİRYOLU) 

Is it direct? (Direk mi?)
Is there a layover? (Mola var mı?)
Is there a dining car? (Yemekli vagon var mı?)
Is the train on time? (Tren zamanında hareket edecek mi?)
What’s the arrival time? (Varış ne zaman?)
Are there seats available? (Boş yer var mı?)
Stand clear of the doors (Kapılardan uzak durun!)
Please move away from the doors (Lütfen kapıların yanından uzaklaşın)
Please have your tickets ready for the conductor (Lütfen kondüktör gelmeden biletlerinizi hazırlayın)
Is this seat occupied? (Bu koltuk boş mu acaba?)
Can you crack the window, please? (Camı aralayabilir misiniz lütfen?)
How many stops are there before we reach the end of the line? (Son durağa kaç durak kaldı?)
When is the next stop? (Bir sonraki durak ne zaman?)
 
BUS (OTOBÜS) 

Is it direct? (Direk mi?)
Is there a layover? (Mola var mı)
Do we stop for the meals? (Yemek molası verilecek mi?)
Can I check my baggage through? (Bagajımı emanete bırakabilir miyim?)
Can I reserve a seat in advance? (Önceden yer rezervasyonu yapabilir miyim?)
Is the bus on time? (Otobüs zamanında hareket edecek mi?)
Is anyone sitting here? (Burada kimse oturuyor mu?)
What is the fare? (Ücret ne kadar?)
Could I have a transfer, please? (Bir transfer bileti alabilir miyim?)
Does this bus go to downtown? (Bu otobüs şehir merkezine gidiyor mu acaba?)
How far does this bus go? (Bu otobüs nereye kadar gidiyor?)
Could you let me know when we get to Aksaray? (Aksaraya geldiğimizde bana haber verebilir misiniz?)
Can you tell me where to get off? (İneceğim yeri bana söyleyebilir misiniz?)
Move to the rear, please? (Arkaya ilerleyin, lütfen?)
 
TAXI (TAKSİ)

Where to? (Nereye?)
Where to, buddy? (Nereye abi?)
Where to, lady? (Nereye bayan?)
I am not on duty (Şu an çalışmıyorum?)
Mind if I smoke? (Sigara içmemin bir sakıncası var mı?)
It’s rush hour. I can’t go to the airport now. (Şu an trafik çok kötü. Havaalanına gidemem)
To the airport and please be quick! (Havaalanına gidiyoruz, lütfen çok acele edin!)
The train station and make it quick! (Tren istasyonuna çek ve acele et!)
Slow down! (Yavaşla!)
There is no need to hurry (Acele etmemize gerek yok)
Please drive safely (Lütfen aracı emniyetli bir şekilde sür)
Is smoking allowed? (Sigara içiliyor mu?)
I’m allergic to smoke (Sigaraya karşı alerjim var)
Do you have change for twenty? (Yirmi dolar bozuğun var mı?)
Keep the change! (Üstü kalsın)
I want a receipt (Fiş istiyorum)
Watch out! (Dikkat et!)
Look out! (Dikkatli ol!)
We’ve missed the exit (Çıkışı kaçırdık)
We’re lost (Kaybolduk)

Accommodation (Konaklama)

I NEED A ROOM 

I need a room please? (Bir oda rica edecektim?)
I need a room with a single bed. (Tek yataklı bir oda istiyorum.)
I need a room with a double bed. (Çift kişilik bir oda istiyorum.)
Do you have any singles? (Tek kişilik odanız var mı?)
Do you have any vacancies? (Boş yeriniz var mı?)
A double, please? (Çift kişilik bir oda lütfen?)
A room with a bath, please. (Banyolu bir oda lütfen)
Can I reserve a room? (Bir oda ayırabilir miyim?)
Can I book a room? (Bir oda ayırabilir miyim?)
I have a reservation. (Rezervasyon yaptırmıştım.)
Double occupancy, please. (İki kişilik bir oda lütfen.)
I need a room with two single beds. (İki ayrı yataklı bir oda istiyorum.)
I need a room with a double bed. (İki kişilik yataklı bir oda istiyorum.)
We will need a crib for the baby. (Bebek için bir karyola istiyoruz.)
Would you like a room with a view of the swimming pool? (Yüzme havuzu manzaralı bir oda istermiydiniz?)
Would you prefer a non-smoking room? (Sigara içilmeyen bir oda ister miydiniz?)
I’d like a room at the front. (Ön tarafa bakan bir oda istiyorum.)
I’d like a room at the rear. (Arka tarafta bir oda istiyorum.)
I’d like a room with a view of the sea. (Deniz manzaralı bir oda istiyorum.)
I’d like a room for the week. (Haftalık bir oda istiyorum.)
I’d like a wake-up call, please. (Uyandırma servisi istiyorum.)
Where is the ice-machine? (Buz makinesi nerede?)
Do you have a pool? (Havuzunuz var mı?)
What are the rates? (Ücretler nasıl?)
Is there a restaurant? (Lokanta var mı?)
Are pets allowed? (Evcil hayvanlar kabul ediliyor mu?)
When’s the check-out? (Odayı ne zaman boşaltırsınız?)
I need to check out. (Ayrılmak istiyorum.)
I’d like a receipt. (Makbuz rica edebilir miyim?)

Education (Eğitim)

I HAVE TO STUDY 

I have to study. (Ders çalışmam lazım.)
I have got a midterm tomorrow. (Yarın ara sınavım var.)
I have got a big test tomorrow. (Yarın büyük bir sınavım var..)
Could you explain that again? (Bunu tekrar açıklayabilir misiniz?)
I still don’t understand. (Hala anlamıyorum.)
I don’t understand your English. (İngilizce konuşmanızı anlamıyorum.)
When’s the final exam? (Genel sınav ne zaman?)
When is the midterm? (Ara sınav ne zaman?)
What will the test cover? (Sınavda neler çıkacak?)
What’s on the test? (Testte neler sorulacak?)
Can you tell me what grade I’m getting? (Kaç aldığımı söyleyebilir misiniz?)
What’s the grading curve? (Not ortalaması nasıl?)
Can I talk to you about my grade? (Sizinle notum hakkında konuşabilir miyim?)
When will we have to turn our homework? (Ödevimizi ne zaman teslim etmemiz gerekiyor?)
Will there be a quiz? (Yoklama olacak mı?)
What text are required? (Hangi kitaplar gerekiyor?)
How can I help my kid with the homework? (Çocuğuma ödevle ilgili nasıl yardımcı olabilirim?)
She’s having a hard time with the homework. (Ödevleri yaparken çok zorlanıyor.)

Health (Sağlık)

HE’S IN TOP FORM 

She looks like a million bucks. (Çok sağlıklı görünüyor.)
I feel like a million dollars. (Kendimi çok iyi hissediyorum.)
I’m fresh as daisy. (Kendimi çok zinde hissediyorum.)
He’s healthy as a horse. (Sağlık durumu çok iyi)
You are fit as a fiddle. (Turp gibisin.)
She looks tired. (Yorgun gözüyüyor.)
You look like a hell. (Berbat görünüyorsun.)
He’s a sight. (Pasaklı görünüyor.)
You look like you’ve been to hell and back. (Çok paspal görünüyorsun.)
Are you all right.? (İyi misin?)
Do you feel all right? (Kendini iyi hissediyor musun?)
You look flushed. (Heyecanlı görünüyorsun.)
You look pale. (Solgun görünüyorsun.)
You are white as a ghost. (Hayalet gibi görünüyorsun.)
I am allergic to dogs. (Köpeklere alerjim var.)
I am allergic to polen. (Çiçektozlarına alerjim var.)
I have hayfever. (Saman nezlem var.)
My nose is stuffed up. (Burnum tıkalı.)
I can’t breathe. (Nefes alamıyorum.)
Bless you. (Çok yaşa)
My eyes are puffy. (Gözlerim şişmiş.)
I am sick. (Hastayım.)
I am sick as a dog. (Çok fena hastayım.)
I feel terrible. (Kendimi çok berbat bir halde hissediyorum.)
I feel sick to my stomach. (Midem bulanıyor.)
I feel nauseous. (Midem bulanıyor.)
I have a headache. (Başım ağrıyor.)
I have a migraine. (Migrenim var.)
I am so dizzy. (Başım çok fena dönüyor.)
I need a nap. (Biraz şekerleme yapmam lazım.)
My head is pounding. (Başım zonkluyor.)
Is it caching? (Bulaşıcı mı?)
Does it hurt when I touch? (Dokunduğumda acıyor mu?)
Have you had this problem before?
How long have you had this problem? (Ne zamandır bu şikayetiniz var?)
I have a pain in my back. (Sırtımda bir ağrı var.)
My ankle is swollen. (Bileğim şiş.)
I am bleeding. (Kan kaybediyorum.)
I feel weak. (Kendimi güçsüz hissediyorum.)
It hurst after I eat. (Yemekten sonra ağrıyor.)
I have been throwing up. (Kusuyorum.)
I lose my dinner. (Kusuyorum.)
I am really sleepy. (Çok uykusuzum.)

Money (Para Meseleleri)

I AM IN RED 

I’d like to apply for a loan. (Kredi için başvurmak istiyorum.)
I’d like to mortgage my home. (Evimi ipotek ettirmek istiyorum.)
I’d like a variable interest rate mortgage. (Değişken faiz oranlı ipotek istiyorum.)
Do you provide balloon loans. (Balon kredileriniz var mı?)
I’d like to open a savings account. (Tasarruf hesabı açtırmak istiyorum.)
I’d like close out my savings account. (Tasarruf hesabı kapatmak istiyorum.)
I’d like to purchase a certificate of deposit. (Yatırım belgesi almak istiyorum.)
Where is teh automatic teller machine? (Bankamatik nerede?)
Press your PIN number here. (PIN numaranızı buraya girin.)
Enter your personal identification number. (Kişisel kimlik numaranızı girin.)
Tens and twenties please. (Onluk ve yirmilik olsun lütfen.)
I’d like to cash a check. (Bir çek bozdurmak istiyordum.)
I’d like to make a deposit. (Mevduat yaptırmak istiyorum.)
I’d like to transfer money into my savings account. (Tasarruf hesabıma para havale etmek istiyorum.)
I’d like to make withdrawal. (Para çekmek istiyorum.)
What is the interest rate? (Faiz oranları nedir?)
I’d like to buy some foreign currency. (Biraz döviz almak istiyorum.)
Do you have bank by mail? (Posta yoluyla işlem yapabilir miyim?)
Can you give me a new banking card? (Bana yeni bir banka kartı verir misiniz?)
I need some change. (Biraz bozuk paraya ihtiyacım var.)
I need a roll of quarters. (25 centlik bozuk para istiyorum.)
You are overdrawn. (Hesabınızdaki miktardan daha fazla para çekmişsiniz.)

Business (İş Meseleleri)

BAŞVURU FORMLARINDA 

Name (İsim)
Phone (Telefon)
Address (Adres)
Preious occupation (Önceki iş)
Income level (Gelir düzeyi)
Sex (Cinsiyet)
Gender (Cinsiyet)
Religion (Din)
DOB (Doğum tarihi)
Place of birth (Doğum yeri)
SSN (Sosyal güvenlik numarası)
Marital status (Medeni durum)
Account number (Hesap numarası)
Race (Irk)
Ethnic gruop (Etnik grup)
Age (Yaş)
What is the salary (Maaş ne kadar)
Is it part time or full time? (Tam gün mü yoksa yarım gün mü?)
What are the benefits? (Yan ödemeler nasıl?)
What are the hours? (Çalışma saatleri nelerdir?)
What are your qualification? (Ne gibi özellikleriniz var?)
What is your degree in? (Dereceniz nedir?)
May I see your resume? (Özgeçmişinize bakabilir miyim?)
Why did you leave your last job? (Son işinizden niye ayrıldınız?)
I’d like to file a complaint. (Bir şikayette bulunmak istiyorum.)
I know the work from A to Z. (İşle ilgili herşeyi biliyorum.)
It is not in my job description. (Bu benim iş tanımımın içinde yer almıyor.)

On the telephone (Telefonda)

Hello! 

Hello (Alo)
Michael residence (Michael’in evi)
This is John Black. (Ben John Black)
Mary, may I help you. (Ben Mary, yardımcı olabilir miyim?)
Mary speaking. (Ben Mary)
Who do you want to talk to? (Kiminle konuşmak isterdiniz?)
Who do you want to speak with? (Kiminle konuşmak istiyorsunuz?)
May I tell her who is calling? (Ona kimin aradığını söyleyebilir miyim?)
Whom shall I say is calling? (Kim arıyor diyeyim?)
Let me page her. (Onu çağırayım.)
Just a second, I have another call. (Bir saniye, hatta başka biri var.)
Hang on a moment. (Bir saniye bekleyin.)
Hung on a second. (Bir saniye bekleyin.)
For whom are you holding? (Kiminle konuşmayı bekliyordunuz?)
Are you being helped? (Size yardım ediliyor mu?)
He is not in, would you like to call back? (Şu an burada değil, tekrar aramak ister miydiniz?)
He isn’t available. Can I take a message? (Burada değil. Not alabilir miyim?)
Could I take a message? (Not alabilir miyim?)
I really have to go now. (Kapatmam lazım)
Can I call you back? (Seni daha sonra arayabilir miyim?)
Can we continue this later? (Konuşmaya daha sonra devam edebilir miyiz?)
What is the area code for New York? (New York’un bölge kodu nedir?)
I can’t get through this number. (Bu numaraya bağlanamıyorum.)
This telephone is out of order. (Bu telefon çalışmıyor.)
There is a probelem with the lines. (Hatlarda bir problem var.)
The number is busy. (Numara meşgul)
The number can’t be reached at the moment. (Numaraya şu an ulaşılamıyor.)

Kaynak

Rate this post